KARAMANLICA Türkçe Okunup, Yunan Alfabesiyle Yazılan İlginç bir dildir. Türkçenin karamanlı Ortodoks hıristiyanlarca konuşulan ağzı. Lozan antlaşması’na uygun olarak gerçekleştirilen nüfus göçüne kadar Konya, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Ankara, Trabzon, İzmir, İstanbul vb.’de konuşuldu. Bu ağzı konuşanların türkleşmiş Rumlar olduğu ya da Selçuklular döneminde Bizans’la sıkı ilişkileri sonucunda hıristiyanlığı benimseyen Türkler’in soyundan geldikleri ileri sürülmüştür. Karamanlı ağızlarını inceleyen Prof. J. Eckmann, ikinci görüşün daha doğru olabileceğini ileri sürer. Osmanlı belgelerinde Zimmiyan-ı karaman ya da Karamaniyan diye anılan ve türkçeden başka dil konuşmayan hıris- tiyan Karamanlılar bazı değişikliklerle yunan abecesini kullandılar. XVIII. yy.’dan başlayarak bu yazıyla Amsterdam, İstanbul, Kayseri, İzmir, Venedik, Viyana, Atina, Leipzig, Bükreş gibi merkezlerde birçok kitap basıldı. Bunların en eskisi 1718’de İstanbul’da basılan Apantisma tes kristia (Gülzar-ı iman-ı mesihi) adlı hı- ristiyan ilmihalidir. Bu yapıtlar arasında din kitapları (Adalialı [AntalyalI] Seraphim’in Kyriakodromion’u [pazar vaazları, 1756] vb.; hıristiyan azizlerinin ve din şehitlerinin hikâyelerini derleyen Aziz apostolların amelleri [1811] vb.); sözlükler (Türkçe -yunanca sözlük [1805]); tarihler (N. Th. Sullides, Tarih-i osmani [1874]); hatta bir roman (Evangelinos Misailidis, Temaşa-i dünya ve cefakâr-u cefakeş [1871-1872, 4 c; Seyreyle dünyayı adıyla yeni basımı, 1986]) bulunmaktadır Karamanlıca dergi ve gazeteler de yayımlanmıştır. Bunlardan biri E. Misailidis’in Beşaret il-maşrık (1845) gazetesidir. Anadolu’nun türlü yerlerinde gene yunan harfleriyle türkçe yazılmış mezar taşları, kilise yazıtları da günümüze ulaşmıştır.
• Sesbilgisi. Karamanlıcadaki sesbilgisi bakımından Türkiye türkçesine göre bazı farklılıklar şunlardır: -y- etkisiyle bazen a> e değişimi olur: heyal, bureya. Bazen s- ile başlayan sözcüklerin başına ı- sesi eklenir: ısıcak; buna karşılık ısmarla- sözcüğü sımarla- olur. Bazı arapça sözcüklerde ilk hecedeki i’ler e olur: ehmal. ilk hecede u’lar o olur: boğday, oğra-. Buna karşılık ilk hecede bazı o’lar u olur: boynuz. ü yerine ö gelir: böyü-, gömüş. Dudak ve diş-dudak ünsüzlerinin yanında düz ünlüler yuvarlaklaşır: boba. I, r ile başlayan sözcüklerin başına i- gelir: ileğen, irenk. Bazı sözcüklerde bazı ünlüler düşer: (i) radet, faz(i)let, mah(al)le. ğ, y, h gibi seslerinin düşmesiyle ünlü boşluğu oluşur: de(ğ)il, be(y)az, yörü(y)ecek. Ses uyumuna aykırı olarak kalın ünlüsü olan sözcüklere bazen çoğul ekinin ince biçimi geğ olur: bafat, coğap. Bazen s-, z- olur: zabah. Sözcük sonunda -n bazen düşer: bunu gibi, n bazen m olur: nam- kör Göçüşme çok yaygındır: tercübe, ön- düç. Ünsüz benzeşmesi sık görülür: göm- nek, zerzeler.
• Biçimbilgisi. Sözcük yapımı, ad ve fiil çekimi Türkiye türkçesinden pek az farklıdır. Bazı eklerin (örn. -işin ulacı) kullanılışı yaygındır. Karamanlıcaya özgü bazı yaygın sözcükler (örn. dişehli [dişi ehli: kadın]) vardır. Bazen arapça ad ve sıfatlara türkçe -lik, -li eki eklenir: aflık, mübarekli. Bazı arapça sıfatlara -sız eki eklenir: mimkin- siz (imkânsız). Türkçe ya da farsça sözcüklerden arap ekiyle sözcükler türetilir: variyet (varlık), selbeziyet (serbestiyet).