3 sene önce
3 sene önce

Semahane nedir

SEMAHANE a. (ar. sema” ve fars. hâ­ne’den sema”-hâne). Mevlevi tekkelerin­de sema ayini yapılan özel bölüm: “…öte­den beri yalnız semahane için istediğiniz mahalli bari uydurmak, yani mülk olmak sebebiyle bir çaresi bulunmak üzere…”(E- büzziyya Tevfik).

Tasavvuf. Semahaneler genellikle dörtgen biçiminde bir mescit görünümün­deydi. Genişliği, bulunduğu semtin nüfu­suna göre değişirdi. Mevlevi semahane­lerinin dört yanında oturulacak yerler bu­lunur, kısa parmaklıklarla çevrili orta alan, sema ayininin yapılmasına ayrılırdı. Asıl semahane dan bu parmaklıklı alana ana kapıdan birkaç adım ilerideki semahane kapısından girilirdi.

Semahanede, ana kapıdan girildiğinde, tam karşıya gelen duvarda bir mihrap yer alırdı. Parmaklıklı alanın dışında kalan bö­lümünün sağ yanı ve bunun devamı olan ön taraf tümüyle keçe kaplıydı ve “ayin-i şerif i izlemeye gelenler (züvvar) için ay­rılırdı. Sol taraftaysa dergâhın kurucusu, şeyh ve dedelerinin sandukaları bulunur­du.

Asıl semahane olan orta alana girildi­ğinde tam karşıda ve parmaklıkların için­de şeyhin kırmızı post serili makamı, bu­nun sağında ve solunda iki kürsü vardı. Mesnevi-i şerif kürsüsü denilen sağdaki kürsüde mesnevihan Mesnevi’den ezbe­re parçalar okur, Mevlevi-i şerif kürsüsü adı verilen soldaki kürsüde ise kari-i mes­nevi bulunur, mesnevihanın ezbere oku­duğu Mesnevi’nm bir bölümünü unutması durumunda elindeki kitaptan devamını okuyarak ona yardımcı olurdu. Parmak­lık içindeki orta alan, kolaylıkla sema ya­pılması için cilalı (mûcella) tahtalarla kap­lanırdı.

Ana kapının sağındaki ve solundaki iki merdivenle çıkılan balkonun bir bölümün­de semaya katılmayan tarikat bağlıları (muhipler), bir bölümünde ayini izlemeye gelen konuklar oturur; bir bölümündeyse neyzenbaşı ile kudümzenbaşının postla­rı bulunur ve ayin sırasında mutrip heyeti (neyzenler ve kudümzenler) balkonun bu bölümünde yer alırlardı. İstanbul’daki se­mahanelerde balkonda bir de ayrı mer­divenle çıkılan hünkâr mahfili yer alırdı. Kadın izleyiciler için de ayrı bir balkon var­dı ve burası sık parmaklı kafeslerle örtülü olurdu.

Semahanenin duvarlarında lafza-i celal (Allah), Muhammet, Aşere-i mübeşşere, Mevlana, Şems-i Tebrizi ve Sultan Velet’ in adları yazılı levhalar bulunurdu.

Paylaşın

Editörün Seçtikleri