SEMAHANE a. (ar. sema” ve fars. hâne’den sema”-hâne). Mevlevi tekkelerinde sema ayini yapılan özel bölüm: “…öteden beri yalnız semahane için istediğiniz mahalli bari uydurmak, yani mülk olmak sebebiyle bir çaresi bulunmak üzere…”(E- büzziyya Tevfik).
Tasavvuf. Semahaneler genellikle dörtgen biçiminde bir mescit görünümündeydi. Genişliği, bulunduğu semtin nüfusuna göre değişirdi. Mevlevi semahanelerinin dört yanında oturulacak yerler bulunur, kısa parmaklıklarla çevrili orta alan, sema ayininin yapılmasına ayrılırdı. Asıl semahane dan bu parmaklıklı alana ana kapıdan birkaç adım ilerideki semahane kapısından girilirdi.
Semahanede, ana kapıdan girildiğinde, tam karşıya gelen duvarda bir mihrap yer alırdı. Parmaklıklı alanın dışında kalan bölümünün sağ yanı ve bunun devamı olan ön taraf tümüyle keçe kaplıydı ve “ayin-i şerif i izlemeye gelenler (züvvar) için ayrılırdı. Sol taraftaysa dergâhın kurucusu, şeyh ve dedelerinin sandukaları bulunurdu.
Asıl semahane olan orta alana girildiğinde tam karşıda ve parmaklıkların içinde şeyhin kırmızı post serili makamı, bunun sağında ve solunda iki kürsü vardı. Mesnevi-i şerif kürsüsü denilen sağdaki kürsüde mesnevihan Mesnevi’den ezbere parçalar okur, Mevlevi-i şerif kürsüsü adı verilen soldaki kürsüde ise kari-i mesnevi bulunur, mesnevihanın ezbere okuduğu Mesnevi’nm bir bölümünü unutması durumunda elindeki kitaptan devamını okuyarak ona yardımcı olurdu. Parmaklık içindeki orta alan, kolaylıkla sema yapılması için cilalı (mûcella) tahtalarla kaplanırdı.
Ana kapının sağındaki ve solundaki iki merdivenle çıkılan balkonun bir bölümünde semaya katılmayan tarikat bağlıları (muhipler), bir bölümünde ayini izlemeye gelen konuklar oturur; bir bölümündeyse neyzenbaşı ile kudümzenbaşının postları bulunur ve ayin sırasında mutrip heyeti (neyzenler ve kudümzenler) balkonun bu bölümünde yer alırlardı. İstanbul’daki semahanelerde balkonda bir de ayrı merdivenle çıkılan hünkâr mahfili yer alırdı. Kadın izleyiciler için de ayrı bir balkon vardı ve burası sık parmaklı kafeslerle örtülü olurdu.
Semahanenin duvarlarında lafza-i celal (Allah), Muhammet, Aşere-i mübeşşere, Mevlana, Şems-i Tebrizi ve Sultan Velet’ in adları yazılı levhalar bulunurdu.